Yeni yılla beraber başladığım favori 5'lerime devam ediyorum. Bunları belirlemem için tabii ki taşınma sürecini atlatıp, yerleşik haya geçmem gerekti. Bu arada taşınma arifesinde olanlar, ya da taşınmakta olanlar yada taşınma ihtimali olanlar varsa aranızda sabır dileklermi iletiyorum, zira çok zor! :)
1.ZUMBA: Taşınmamla beraber, artık burnumun dibine kadar giren spor salonuna gitmemem imkansızdı. İstanbul'a geldiğimden beri spora başlamak için resmen direndim. Yok orası uzak, bu hocayı sevmedim, ay hava soğudu gibi bahanelerim meşhurdur. Şimdi ise apartmandan çıkıp spor salonuna girmem yaklaşık 1,5 dakika alıyor. Dolayısıyla gitmeyini dövüyorlar resmen:) Aslında amacım gidip, ağırlık çalışmak değil tabii ki. Önclikli amacım platese başlamak ve sonrasında sırf keyif için zumba yapmaktı. Gerçekten hayatımda verdiğim en doğru kararmış. Sizde durup, ayy zumbayı çok merak ediyorum başlasam mı diye düşünüyorsanız, mut-la-ka başlayın. Müzik eşliğinde vücudunuzda çalışmayan kas ve bölge kalmayacak. Eğlencesi de cabası!
Hop bir kiiii...Hop bir kiiii!
2. SEFIE ÇUBUĞU: Oyy dağlar, dağlar. Son dönemde aldığım en mantıklı, en süper, en eğlenceli şey herhalde! Elime yapıştı. Sağda solda, tekken, arkadaşlarımlayken elimden düşürmüyorum. Bir gün evde otururken, kendi kollarımın kendi fotoğrafımı çekmeye yetmediğini farkedince hemen google'dan kendime selfie çubuğu aradım. Online sipariş verdim ve ertesi sabah elimdeydi. Eğer sizde kendi fotoğraflarınızı çekmek istiyorsanız harika bir hediye almış olacaksınız kendize. Fiyatları 19-39 arasında değişiyor!
3.FLASH TATTOO: İşte bu! Parlayın, pasparlak olun. Takılar kollarınıza ağır geliyor, rahat hareket ederek şıklığınıza şıklık katmak istiyorsanız mükemmel bir tercih. Detaylı yazıyı buradan okuyabilirsiniz.
4.LİMONLU SU: Limonlu su mu? Deli misin sen diyorsunuz muhtemelen. Su içemeyen ben şimdi damacanayla su içiyorum resmen. Hep su içmenin çok anlamsız olduğunu düşünmüşümdur. Bir kafe de önüme gelen limon dilimi atılmış suyu içince, aslında su içebildiğimi farkettim. Sabah kalkar kalkmaz büyük bir bardak ve devamında gün içinde lıkır lıkır su içiyorum!
5. E tabii taşınınca, boş kalan duvarlar ve elde kalan çerçeveler oluyor. Ne yapsam nasıl yapsam derken, elimdeki çerçeleri su bazlı boyayla boyayıp, içine sevdiğim görselleri basıp yerleştirdim. şimdi mutfakta her bulaşık yıkadığımda gözüm gönlüm açılıyor. Yani ev işi zaten çok sevimsiz birşey ama keyifli hale getirmek lazım değil mi?:) Kim demiş mutfak dekorasyonu önemsizdir diye?
Sevgiler,
G
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınız benim için önemli:)